13 Ağustos 2009 Perşembe

Renkli medya

Medyada çıkan 10 Beşiktaş haberinden 9'u olumsuz...
O, olumlu haber de ajanslara "Denizli'den Serdar'a tekme tokat" olarak düşüyor...
Beşiktaşlı yüreği ağzında; haberi okuyunca derin bir nefes alıyor...
Örnek bu... Daha çoğaltılır...
Yönetim, takım, transfer bütün gelişmeler olumsuz...
Bu takımda olumlu hiçbir şey yok!
Yusuf hep sakat...
Delgado sorun...
Bobo gitmek istiyor...
Transfer yapılmıyor...
Futbolcular zam istiyor...
Primler yatmıyor...
Yöneticiler istifa ediyor...
Diğer tarafta Başkan kavga ediyor...

Bir türlü sular durulmuyor...
Sürekli kriz ortamı var...

İddia ediyorum...
Bugün, Yıldıray'ı Fenerbahçe veya Galatasaray transfer etmeye çalışsa "Yılın transferi" olur.
Beşiktaş ile adı geçtiği andan itibaren, "Yıldıray Beşiktaş'ın aradığı oyuncu değil" sözleri ortaya atıldı...
Neden?
Çünkü Beşiktaş'a geliyor...
Medyayı takdir etmemek haksızlık olur...
Niyetini çok net belli ediyor...
Masum bir adlandırışla ‘oyuna’ gelmemek lazım...
Dikkat!

Transfer neden gecikti?

Kara kartal geçen sezonun çifte kupalı şampiyonu...
Ve ilk 11'den giden sadece Cisse ve Gökhan Zan...
Gönderilen diğer oyuncularda takımın dengesini bozacak kalitede değil...
Cisse ve Gökhan'da değil aslına bakarsak...
Ancak geçen sezonki katkıları küçümsenemez...
Devam edelim...
Kazanılan tecrübe ve deneyimin üzerine kadro daha da zenginleşti...
Nihat, Ferrari, Fink ve İsmail gibi ilk 11'de direkt oynayabilecek oyuncular alındı...
Üzerine Onur ve Rıdvan gibi geleceği parlak 2 genç...
Alt yapıdan Necip ve yeni transfer Erhan kadroda kendisine her an yer bulabilir...

Transfer döneminin kapanmasına ve devler ligine zaman var...
Ve transfer yapılacak...
Acele edilecek bir durum yok...
Alınacak oyuncu Beşiktaş'a Şampiyonlar Ligi'nde lazım...
Mevcut kadro Türkiye Ligi'ni rahatlıkla kaldıracağına göre...
O zaman problem nedir?
Mustafa Denizli'de işte bu sebeplerden dolayı, acele edilmesini istemiyor...

Taraftarın bunları da göz önünde bulundurarak daha sağduyulu olması gerekiyor...
Başkalarının ön elemesi var...
Acelesi var...
Beşiktaş'ın ise zamanı var...

Hurriyet.com.tr

Bismillah, başladık...

Ligimiz nihayet başladı.

Nur topu gibi...
Hakem hataları oldu mu? Oldu, olmaz mı(!)?
Yazalım hakem hatalarını...
"Daha ilk haftadan başladınız hakemleri eleştirmeye..."

Tamam. Eleştirmeyelim...
Neden eleştirelim ki sahaya 'hakim' sıfatıyla çıkıp, hatalı karar veren onlar değil...
Kurallar da açık değil...
Zaten ilk haftalar hata olur. İlerleyen haftalarda hakemler bir daha hata yapmazlar... Kesin...

Geçelim...
Pekii, hakemleri eleştirmeyin diyenler ne diyor?

Nihat neden böyle kötü oynuyor.
Nobre'nin Beşiktaş'ta işi yok...
Bobo'nun kafası çok karışık, gönderin gitsin...
Ferrari çok ağır, Şampiyonlar Ligi'ni kaldıramaz.
İsmail, genç ve tecrübesiz...
Fink, Cisse kadar iyi değil...
Ernst geçen sezonki performansından uzak...

Bir nefes alın?
Günahtır.
Performansa dayalı iş yapan futbolculara daha ilk haftadan sallayın...
İşi gördüğünü çalmak olan hakemlere, hatalı düdük çalınca tevazu gösterin...
Ne kadar akıllıca öyle değil mi?

Kimse hakemlerden ekstra yardım beklemiyor.
Gördüklerini çalsınlar. Adaletli olsunlar.
UEFA ve FIFA'da görsün yetenekli, korkusuz hakemlerimizi...
Şampiyonlar Ligi'nde bir grup maçına atasın...
Dünya Kupası veya Avrupa Şampiyonası'nda maçlar yönettirsin...
Çok şey mi istiyoruz?
Futbol olarak bizden çok geride ülkelerin hakemleri yönetiyor.
Öyle değil mi?
Demek ki sadece biz görmüyoruz bu hataları, başkaları da görüyor.
Ama yine de biz görmeyelim, duymayalım.

Gelelim Rüştü'ye verilen cezaya...
Aurellio, tekme tokat Ricardinho'ya saldırdı. 3 maç ceza aldı.
Kaleci Volkan iç organlarını(!) Galatasaray tribüne gösterdi. O tribün ne hal aldı hatırlayın. Neredeyse kapalı alt tribünün üstüne yapılan set çökecekti. Allah korudu. Ne oldu peki? 3 maç ceza aldı.
Arda ve Semih saha ortasında yumruklaştı. 3 maç ceza aldı.
Rüştü, koridorda takım arkadaşlarıyla konuşuyor, cımbızla lafları alınıyor ve neticesinde 3 maç ceza...
Tahkim Kurulu'da lütfedip 2 maça indiriyor.
Rüştü madem küfür etti, verin 5 maç ceza adalet yerini bulsun!
Şimdi bu kararı sorgulamamak mı gerekiyor?

Beşiktaş ve Kızılay
Başkan, Divan Kurulu toplantısında Kızılay reklamına formada yer verileceğini açıkladı.
Gerçekten büyük bir özveri ve düşünce...
"Helal olsun" dedirttirecek bir hareket...
Sosyal sorumluluk çerçevesinde çok büyük bir adım...
Herkese örnek olmalı...
Beşiktaş'a çok yakıştı.
Nedir bu Beşiktaşlılık duruşu deniyor ya...
Budur işte...

Yabancı Hakem
Aziz Yıldırım, senelerdir yabancı hakem istiyordu.
Bu sezonki hakem formaları ünlü bir İtalyan markası tarafından hazırlandı.
Gayette şık olmuş...
İtalyanlar bu işi gerçekten çok iyi biliyor.
Sahada bir Rizzoli veya Rosetti yok belki, ama en azından o izlenimi veren bir forma var.
Sanırım başkanın bu istediğide dolaylı yoldan gerçekleşmiş oluyor.

İ.B.B. - Beşiktaş
İlk haftalar değerlendirme yapmak gerçekten çok yanlış olur.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Beşiktaş'a ters gelen bir ekip...
Olimpiyat Stadyumu faktörü, boş tribünler ve oluşan olumsuz atmosfer futbolcuları çok etkiliyor.
Bu bakış açısı ile geçen sezon oynanan ve 1-1 biten maçın ardından "Beşiktaş Şampiyon olur" demiştim ve kazanılan 1 puanın değerini anlatmıştım.
Şimdi de aynı duygular içindeyim.
Herkes rahat olsun...

Hurriyet.com.tr

Hayırmış Hayır!

Hakem çok iyi maç yönetti(!).

Fenerbahçe'nin lehine verdiği penaltıda %100 haklıydı. Eğer o penaltıyı vermeseydi, belki de gerçekten hakemlik kariyerine son noktayı koyardı.
Niye mi?
Görmemiş olma ihtimali zaten yoktur.
Bir hakem kritik bir pozisyonu sadece Beşiktaş lehine göremediyse(!), görememiştir.

Masum bir hatadır.
Açısı iyi değildir. Veya önünde futbolcu olduğundan pozisyonu kaçırmıştır.

Selçuk Dereli...
26 Nisan 2007 tarihinde 1-1 biten olaylı Türkiye Kupası Yarı Finalinden sonra sadece tek bir Fenerbahçe maçını yönetti.
Hangi maç biliyor musunuz?
11 Ocak 2009 Fortis Türkiye Kupası Tokatspor deplasmanı...
Fenerbahçe'nin 1-0 kazandığı maç...
Şaka gibi...
Türkiye'nin 1 numaralı hakemi Fenerbahçe'nin maçlarını yönetemiyor.
Levent Erdoğan'ın maç sonrası açıklamasından sonra "vay efendim niye tepki gösteriliyor" yazı dizisi yapanlar, Beşiktaş'a yol göstereceğinize bunun cevabını verseniz. Daha şık olmaz mı?

Dönelim...
Yunus Yıldırım, verdiği kritik kararlar ile Beşiktaş'a Şampiyonluk yolunda büyük darbeler vurdu.
Ancak, Beşiktaş maçlarını yönetmeye devam etti.
Kimse de 'gık' demedi.
Süper Kupa maçından önce "Hayırdır" dedim.
Triyo bile değişmeden atama yapıldı diye...
Bir sürü tepki aldım.
Süper Kupa'yı kazandı diye hangi Fenerbahçe'li sabahlara kadar eğlendi.
Veya bu kadar önemli bir maçtı da niye tribünler boş kaldı.
Bence hiç gerek yoktu...
Zira daha da stresli bir durum oluştu şimdi...
Yunus Yıldırım, Beşiktaş - Fenerbahçe maçlarında vermediği penaltı sayısını 3'e çıkartırken...
Kısacası hat-trick yaparken... Umarım herkesin vicdanı çok rahattır...

Tarafsız olmak...
Tatil için Kemer'deydim, şezlongda elime aldım gazeteyi karıştırıyorum.
Yılmaz Özdil'in yazdığı her kelimeye hayran biri olarak Fanatik gazetesinde onun köşesini görünce odaklandım.
"Hatırlatmasak goygoycular ‘fink’ atacak!" başlığında ana yazısının altında küçük bir değerlendirme yapmış.
Konu şu; Fink ile alakalı geçmişteki transfer dedikoduları...
Sonunu da şu şekilde bağlamış...
"Beşiktaşlı değilim ama Galatasaraylı, Fenerli medyanın bu halini görünce, siyah-beyaz formayla gezmek geliyor içimden."
Bilmiyorum başka söze gerek var mı?

Hurriyet.com.tr